ALİ TUTKUN ile ilgili hikâyeler öyküler

ALİ TUTKUN ile ilgili hikâyeler öyküler

Tahra

TAHRA O sene öğretmenimiz: -Çocuklar bu kış sınıflardaki sobalarda yakmak için her öğrenci okula bir eşek yükü odun getirecek, dedi. Daha önce böyle bir şey hiç olmamıştı. Hiçbir öğretmen her öğrenci için bir eşek yükü odun istememişti. Herkes her sabah eline bir odun alır, okula öğle giderdi. Odunlar bayrak direğinin arkasına ...devamını oku

Rıdvan

RIDVAN Rıdvan yağmurlu, soğuk bir Mart günü dünyaya geldi. O yılın sonunda, soğuk bir sonbahar sabahı aramızdan ayrıldığı ana kadar, bir kuzu gibi değil bir kardeşimiz gibi sevildi. Takvimlere göre ilkbahar gelmiş olsa da havalar henüz tam ısınmamıştı. Soğuklar ?Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır? sözünü haklı çıkarmak istermiş gibi inatla devam ediyo...devamını oku

Küçük Balıkçı

KÜÇÜK BALIKÇI Belki çocukluğum zor geçti. Belki birçok yaşıtıma göre çok daha fazla çalışmak zorunda kaldım. Tek bir gün bile güneş doğduktan sonra uyanamadım. O işten o işe koşturdum durdum. Tarlaların, zeytinliklerin işleri hiç bitmezdi. Köye su gelene kadar köy çeşmesinden eve su taşımak gerekirdi. Hayvanlarla ilgilenmek ge...devamını oku

Gerali Dayı

GERALİ DAYI İzmir?de bir özel hastanenin kafeteryasındayız. Şeker hastası olan annem tahlil için aç olarak kan verdikten sonra, kahvaltı yapmak için birlikte buraya geldik. Zemin katta, büyük kesme taşlardan yapılmış tavanı yarım silindir şeklinde olan yaklaşık elli metre karelik dikdörtken bir mahzen. İki bin, belki de üç bin yıllık olmalı. Restore edilirken aslına sadık...devamını oku

Çöp Tenekesi (Okumanın Önemi)

ÇÖP TENEKESİ (Okumanın önemi) Ben 1980?li yılların çocuğuyum.   Çizgi roman ve çocuk dergisi okumak bizim kuşağın en büyük eğlencelerindendi. Çünkü bizim gün boyu açık olan televizyonumuz, internetimiz, ?x box?ımız, ?play station?ımız, tabletimiz, bilgisayarımız, cep telefonumuz, mp 3, 4, 5?imiz yokt...devamını oku

Yayın

YAYIN Hayatım boyunca yakaladığım en büyük balığı nasıl yakaladığımı anlatacağım şimdi size. Daha sekiz- dokuz yaşlarındayım. Babam köprünün yanında altı dönümlük bir mera satın aldı. Mera dediğime bakmayın, sadece iki dönüm kadarı açıklıkolan göl kenarında kare şeklinde bir ılgın ormanı. Meranın alt tarafı, yani göle kadar olan kısmı da sazlık ve kamışlık....devamını oku

Kıvılcım (Hayvan Sevgisi)

KIVILCIM (Hayvan sevgisi) Dudu kadın biraz hava almak için çıktığı alçak tepenin üstünde, irice bir kayanın yanına çöküverdi. Tepeye çıkana kadar oldukça yorulmuş, soluk soluğa kalmıştı. Oysa çocukluğunda bir solukta çıkıverirdi bu yokuşu. Her geçen yıl bu tepe sanki daha bir yükseliyor, yokuş daha bir dikleşiyordu. Sırtını büyücek b...devamını oku

Affedin Beni Kuşlar (Hayvan Sevgisi)

AFFEDİN BENİ KUŞLAR (Hayvan sevgisi) Köy çocuğu olmak demek, doğayla iç içe bir hayat yaşamak demektir. Hayvanlar, bitkiler, ağaçlar, çiçekler, böcekler? Tüm bunlarla oyun arkadaşı gibi olursunuz. Tek başınıza bile kalsanız, hiç canınız sıkılmaz. Dağda, bayırda, akşama kadar hiç yalnızlık hissetmezsiniz. Benim çocukluğum da böyle ge&c...devamını oku

Kuduz

KUDUZ (Hayvan Sevgisi) -Çocuklar kaçın! Bu tarafa doğru koşun! Bırakın top oynamayı! Kuduz köpek geliyor! Evimizin hemen yanındaki boş arsada iri taşlardan karşılıklı iki kale yapmış, patlak bir lastik topla futbol oynuyorduk. On kişi kadardık. Sesin geldiği tarafa bakınca babamın çiftesini almak için ayakkabılarını bile çıkarmadan bizim eve daldığını gördük. İlk şaş...devamını oku

Nimet

NİMET Adam yetmiş - yetmiş beş yaşlarında görünüyordu. Çok zayıf ve kamburdu. Elinde kararıp eğilmiş bir baston vardı. Tıraşı çoktan geçmiş olan saçı ve sakalı birbirine karışmıştı. Eski ve kirli bir paltoya sımsıkı bürünmüştü. Ayaklarında bağcıkları bile olmayan eski, yırtık bir postal vardı. Soğuktan morarmış ayaklarında çorap da yoktu. Peşinden yine k...devamını oku

Dayak

DAYAK Akşamdan beri başı ağrıyordu. Büyük ihtimalle hasta olacaktı, belki olmuştu bile. Akşam yemeğinin üzerinden neredeyse dört saat geçmişti ve her akşam olduğu gibi yine acıkmıştı. Her akşam olduğu gibi bu akşam da yine yatağa aç girmişti. Yatılı okulda dolaba ekmek saklamak yasak olmasına rağmen yine de buna cesaret eden ve şu anda bayat ekmek dilimlerini iştahla kemiren çocukla...devamını oku

Can Dostum

CAN DOSTUM / ALİ TUTKUN Boydak Mehmet için o gün de diğer tüm günlerden farksız başlamıştı. Gece boyunca sızlayan eklemlerinin verdiği ızdırabı duymamaya çalışarak, bir türlü ısınmayan ağır ve nemli, pamuklu yorganın altında bir sağa bir sola dönüp durmuştu. Zaman zaman dalar gibi olduğu anlarda bölük pörçük rüyalar görmüş ama uyandı...devamını oku

Yeni Bilgelik Öyküleri Hikâyeleri

ALİ TUTKUN ile ilgili hikâyeler öyküler