Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
İletmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak, Çattırmak, Getirmek, Götürmek, Nakletmek, Vermek, Ulaştırmak
- Seyretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmak, Eğlenmek, Görmek, İzlemek
- Değim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Liyakat
- Çöreklenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmak, Yayılmak, Çökmek, Çömelmek, Yerleşmek
- Kara Pazar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karaborsa
- Bağış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teberru, Hibe, Yardım, Armağan, İane
- Şahbaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğan, Yiğit, Çevik, Becerikli, Kahraman
- Gır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lakırtı, Söz, Uydurma, Yalan
- Müttehit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birleşik
- Mukavemet Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmak
- Küçüksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstisgar Etmek
- Çapa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ketmen, Külünk, Lenger, Levber
- Yaymaca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Propaganda
- Observasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözlem
- Atışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışmak, Münakaşa Etmek
- İstif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yığma, Stok
- Galebe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yenme, Çokluk, Yengi, Üstünlük
- Sağlam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksiksiz, Kusursuz, Berk, Ciddi, Dayanıklı, Dek, Dinç, Gürbüz, Güvenilir, Metin, Muhakkak, Muhkem, Oturaklı, Pek, Üstelik, Zinde
- İhtiyacı Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gereksinmek
- Avutmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatıştırmak, Oyalamak, Ağlamasını Önlemek, Kandırmak, Aldatmak
- Efendi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Terbiyeli, Ağırbaşlı, Kibar, Saygılı, Bey, Koca, Nazik, Çelebi, Sözü Ve Kılığı Yerinde, Saygıdeğer, İnce
- Yabancılamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yadırgamak
- Barınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Daldalanmak, Sığınmak
- Çaltı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çalı, Diken
- Güle Güle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakşı Yol
- Fariza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görev
- Tavşankulağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Buhurumeryem, Siklamen
- Arakçın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Takke
- Standart kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçünlü, Ölçün, Tek Örnek
- Yasasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kanunsuz
- Güçsüzleştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tüketmek
- Yüz Ölçümü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz Sathı
- Anlayışsızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ahmaklık
- Safahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evreler, Safhalar
- Yar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uçurum, Yer Yarığı
- İhanet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hainlik, Hıyanet, Kötücülük, Sadakatsizlik
- Saf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arı, Katışıksız, Bön, Budala, Arı, Aydınlık, Dizi, Doğal, Grup, Halis, Has, Koşun, Masum, Öz, Sıra, Som, Tabii, Katıksız
- Mal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meta, Emtia, Bayağı, Sığır, Esrar, Orospu, Varlık
- Âşık Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevmek
- Müsait kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun, Elverişli
- Sindirim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hazım
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü