Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Yapım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnşaat, İmal, İnşa, Prodüksiyon
- Razı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygun Bulan, Benimseyen, İsteyen, Onaşmış, Onaşık
- Darbımesel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atalar Sözü, Atasözü
- Muhasır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşatan
- Zulmeden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zalim
- Yaklaşan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakın
- Yakın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beri, Benzeyen, Andıran, Yaklaşan, Dip dibe, Akraba, Dost, Arkadaş, Uzak Olmayan, Doğru
- İbne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnek
- Görünüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görünüş, Manzara, Zevahir
- Hodbin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bencil, Egoist
- Sopalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dövmek
- Kasaba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlçe, Belde, Bucak, Kent
- And kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yemin, Ant, Ahit, Söz Verme
- Vikaye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koruma
- Katlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahammül Etmek, Dayanmak, Çekmek, Dözmek, Götürmek, Hazmetmek, Kaldırmak, Taşımak, Yutmak
- Zirve kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doruk, Tepe, Şahika
- Zıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşıt, Ters, Akis, Aksi, Karşı
- İnanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilmek, Güvenmek, Kani Olmak, Yutmak, İman Etmek
- Çöl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beyaban, Bozkır, Sahra, Badiye, Kumluk
- Tekne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gemi
- Doğal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saf, Tabii, Natürel
- Kendiliğinden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bizatihi, Binefsihi
- Konservatör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutaç, Tutucu
- Cesim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, İri, Kocaman
- Biçare kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zavallı, Çaresiz, Gariban
- Serencam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıbet
- Ummak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beklemek, Demek, Sanmak, Ümit Etmek, Düşünmek, Tahmin Etmek, İhtimal Vermek
- Kamuoyu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Efkârıumumiye, Halkoyu
- Havi Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçermek, İhata Etmek, Kapsamak
- Birtakımı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bazısı, Kimi, Kimisi
- Tertipsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzensiz, Savruk, Dağınık
- Ağır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kiloca Fazla, Değerli, Güç, Yüklü, Yavaş, Yoğun, Ağırbaşlı, Alçak, Ciddi, Çetin, Dokunaklı, Gösterişli, Güç, Kırıcı, Korkulu, Oturaklı, Tehlikeli, Vahim, Veznin
- Mağrur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Övünçlü, Gururlu, Kurumlu, Konur, Burnu Büyük
- Garantör kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güvenceci
- Koşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabalamak, Uğraşmak
- Lale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelincik
- Maktu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesik, Kesin
- Külhanbeyi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başıboş, Kabadayı, Serseri, Haylaz Delikanlı, Nayta
- Tardetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savmak
- Engebelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Engebe
- Turuncu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Narenci
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü