Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Uzlaşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağdaşmak, Barışmak, Geçinmek
- Düşünücü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşünür
- Zenne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kadın
- Kanun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yasa
- Lağa Koymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğlenmek
- İmtihan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sınav, Sınama
- İşveren kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Patron
- Konsey kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurul, Şura
- Tutma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesinti
- Sezdirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hissettirmek
- Namünasip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uygunsuz
- Futbol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayak Topu
- Öncecilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnisiyatif
- Çıkartmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sökmek
- Mütekasil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üşengeç
- İyileştirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnkılap, Islah, Tedavi
- Tek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bir, Biricik, Birlik, Hiç, Hiçbir, Salt, Sessiz, Tekil, Tenha, Uslu, Vahit, Yegâne, Yalnız, Yalnızca, Sadece
- Selis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akıcı
- Hızlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süratli, Seri, Çabuk, Hovarda, Çapkın, Uçarı, Şiddetle, Sıkı, Yüksek (Ses)
- Yerme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hiciv, Kınama, Gıybet
- Yünül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yeğni, Hafif
- Çelişki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tenakuz, Tezat, Zıddiyet
- Tahriş Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurcalamak, Tırmalamak, Yakmak
- Bir Zaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Biraz, Eskiden, Vaktiyle
- Kindik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Göbek
- Yabanketeni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şeytansaçı
- Muhip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Seven, Dost
- Ekonomist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İktisatçı
- Çıtak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huysuz, Kaba
- İstismar Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşletmek, Kullanmak, Sömürmek
- Lambacık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ampul
- Sadeleşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalınlaşmak
- Ehram kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Köpyak, Piramit
- Hareketli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devinimli, Aktif, Atak, Canlı, Faal, Kıvrak, Oynak, Devingen, Müteharrik
- Okumuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okuryazar, Aydın
- Batın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karın, Göbek, Kuşak, Üren, Döl, Nesil, Gömlek
- Sütliman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durgun, Sakin, Sakit, Gürültüsüz, Olaysız
- Maruf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilinen, Belli, Meşhur
- Daralmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkılmak, Sıkılaşmak, Bunalmak, Azalmak, Küçülmek, Zayıflamak
- Sinirce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sinir Hastalığı, Nevroz
- Nema kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyüme, Gelişme, Çoğalma, Faiz, Ürem
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü