Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sarakacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müstehzi
- Muvaffak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başarmış, Başarılı
- Harislik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hırs
- Şopar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küstah, Şımarık, Yaramaz
- Araştırma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muayene, Tetkik
- Alkım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebekuşağı, Eleğimsağma, Gökkuşağı, Alaimisema, Kavsi Kuzah
- Ali Tahsil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lisans, Yükseköğretim
- Racon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fiyaka, Gösteriş, Usul, Yol, Yöntem
- Irz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Namus, Onur, İffet
- Celse kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İclas, Oturum
- Oldurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yetiştirmek, Olgunlaştırmak
- Derli Toplu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Selikalı
- Karımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtiyarlamak, Kocamak, Yaşlanmak
- Gramofon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sesyazar, Fonograf
- Fırtık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sümük
- Mir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Amir, Baş, Bey, Emir, Başkan
- Komisyoncu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arapaycı, Aracı, Simsar
- Himaye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Korunma, Esirgeme, Gözetme, Kayırma, Elinden Tutma
- Pekiştirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sertleştirmek, Katılaştırmak, Sağlamlaştırmak, Beslemek, Sertleşmek, Tahkim Etmek
- Sabit kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Durağan, Durgun, Kesin, Oturaklı, Tutarlı, Tanıtlanmış
- Hünkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Padişah
- Düzeltici kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Musahhih
- Miat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süre
- Hodbin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bencil, Egoist
- Majüskül kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Genil İmce
- Komedyen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güldürmen
- Kaside kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Samav
- Olay kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hadise, Hikâye, Vaka, Vakıa
- Nalça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nal
- Nebula kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulut
- Nakil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taşıma, Göç, Aktarım, Geçirme, Aktarma, Tayin, Atama, İletim, Göçürme, İletken, İletme, Aktarış, Taşın
- Yanarca kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meşale
- Süzme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saf
- Islanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşarmak
- Şeni kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötü, Çirkin, Alçakça, Ahlak Dışı, İnsanlık Dışı
- Konuk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mesken, Misafir, Mihman
- Volkan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yanardağ
- İhracatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış satımcı
- Koloniyalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sömürgecilik
- Anında kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabucak
- Tahteşşuur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şuuraltı, Bilinçaltı
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü