Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sabık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçen, Eski, Evvelki, Kabakki, Önceki
- Evlenme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzdivaç
- Torun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Neve
- Daye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dadı, Lala
- Tepme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekme
- Hanuman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ocak
- Alışılmış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mutat, Olağan
- Röprodüksiyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özdeşbaskı, Çoğaltma, Taklit, Kopya
- Fena kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötü, Zararlı, Tehlikeli, Yaman, Çok, Pis, Şer
- Şenaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alçaklık, Kötülük
- Vurgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksan
- Yüce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulu, Büyük, Ulvi, Yüksek
- Sebat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnme, Direşim, Dura, Direşme
- Kapçık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kovan
- Ahbapça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçten
- Kıyık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuvaldız
- Kulaklı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazan
- Verimli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Dişi, Mahsuldar, Mübarek, Zengin, Bitek, Randımanlı, Mümbit, Müsmir, Verimkâr, Semereli, Çok Yazan, Velut
- Zorunlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecburi, Çaresiz, Mecbur, Zaruri
- Başıboş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Serbest, Hür, Kayıtsız, Avare
- Nâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ateş, Alaz
- Kutlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutlulamak, Tebrik Etmek
- Müsaade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İcazet, İzin, Ruhsat, Yarış, Yarışma
- Mutedil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ilımlı, Ölçülü, Oranlı
- Erek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Amaç, Gaye, Hedef, Maksat, Murat
- Yanılgı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hata, Sehiv, Yanlış
- Muhtarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yöre Başkanlığı
- Tutarak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sara
- Yeraltı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aykırı
- Şikâyetçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sızlanan, Yakınmacı
- Liberal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoşgörülü, Erkinci
- Kalkışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlamak, Girişmek, Yeltenmek
- Parıltılı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Işıl Işıl
- Ödünç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Borç, Veresiye, İvaz, Taviz, İstikraz
- Irk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soy
- Çıtak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Huysuz, Kaba
- Hissedilen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahsus
- Kontekst kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlam, Çevre
- Darılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azarlamak, Gücenmek, İncinmek, Kırılmak, Küsmek, Paylamak
- Çözülüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozgun
- Değişken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oynak, Kararsız, Değişici, Mütehavvil
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü