Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Mütecessis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırıcı, Meraklanan, Meraklı
- Sap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erkek, Kabza, Kök, Saplak, Gövde, Tutamak, Kabza
- Çarkıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Eski, Sakat
- Sıkışık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoğun
- Devşirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derlemek, Dermek, Toplamak
- Filinta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzel, Yakışıklı
- İstikamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rota, Yön
- Filolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilbilimci
- Şad kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevinçli, Neşeli, Sevimli, Sevinen, Memnun
- Aleyhtar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karşıt
- Deme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağıt, Anlam, Atasözü
- Müteveffa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölü
- Saçan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Naşir
- Tarassut Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetlemek, Gözlemek, Müşahede Etmek
- Telemetre kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzaklıkölçer
- Uşaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahim
- İtimil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çikolata
- Stok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yığım, Yığılım, Yığımlık, İstif Edilmiş
- Çözüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çare, Hal, Yeçim
- İcra Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vermek, Yapmak
- Haslet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasiyet, Huy, Tabiat
- İşkembe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçalat, Mide
- Kağnı Arabası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kağnı
- Pozitivist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olgucu
- Önceki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eski, Evvel, Evvelki, Sabık
- İktisap Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kazanmak
- Sökülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Harcamak
- Göçermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değiştirmek, Devretmek, Göçürmek
- Oysaki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hâlbuki, Meğer, Oysa
- Kuzudişi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süt Dişi, Peynir Dişi
- Işımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aydınlanmak
- Sunuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sunmak İşi, Ön, Maruzat, Ön Söz
- Dil Dalaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışma
- Dillendirme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İntak
- Dirilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Can
- Sürümek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sürüklemek
- Bağlı Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzlemek
- Muafiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağışıklık, İmtiyaz
- Uyartı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İhtar, Uyarı
- Ekosuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yankısız
- Yıldırgı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedhiş
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü