Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Gerdanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boyunluk, Gerdanbent
- Sınır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çizgi, Had, Hat, Hudut, Limit, Nokta, Serhat, Son, Uç
- Ahret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öteki Dünya, Öbür Dünya
- Musannif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yazar
- Bozukluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arıza, Fesat, İllet, Sekte
- Derhatır Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hatırlamak
- İthaf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adama
- Mevzii kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerel
- Laçın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Laçın
- Salon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dükkân, Mağaza, Konuk Odası
- Sergen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cam Bölme, Dolap, Vitrin, Raf
- Fenomen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olgu, Görüngü, Olay
- Âbi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Benefşevi, Gök, Mavi
- İsteme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rıza
- Gezim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzun Yolculuk, Seyahat
- Curcuna kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gürültü, Patırtı, Şamata, Karışık Durum
- Çalma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kibrit, Makas
- Terakki Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlerlemek
- Füze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Roket
- Kurusıkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Blöf, Korku
- Duralamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duraklamak
- İlmik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlmek
- Göğermek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Morarmak
- Vasıtalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aracılık
- Mesleksel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mesleki
- Cücük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Filiz, Tomurcuk, Civciv
- Gram kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ağram
- Müsteşar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakan Yardımcısı, Yönetken
- İmza Atmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol Çekmek
- Paltar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Elbise, Giyecek, Giysi
- Talvar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çardak, Hangar
- Efsuncu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üfürükçü
- Cumhurbaşkanı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Reisicumhur
- Direnç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mukavemet; Rezistans
- İskemle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sandalye
- Silkmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarsmak
- Osmoz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçişme
- Septisizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuşkuculuk
- Durum kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır
- Dadanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alışmak
- Azarlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekişmek, Abırlamak, Biabır Etmek, Çıkışmak, Darılmak, Haşlamak, Paylamak, Tanlamak, Terslemek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü