Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Baldız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görümce
- Afet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkım, Bela, Kırım, Kıran, Felaket, Facia, Kıyamet
- Stratus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katmanbulut
- Böbürlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyüklenmek, Övünerek Kabarmak, Kurulmak
- Saygı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekinmek, Hürmet, İhtiram
- Dâhiliyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İç sayrılıkları Uzmanı, İçselci
- Sıvındırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temyi Etmek
- Eğimli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meyyal
- İptila kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşkünlük, Müptelalık
- Manifesto kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bildiri, Bildirge
- Hüdahafız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Allah?a Ismarladık, Eyvallah
- Slogan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uran, Savsöz, Şiar, Propaganda Sözü
- Postacı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ulakçı
- Nedamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pişmanlık, Yerinme
- Düşmanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yağılık, Adavet, Husumet
- Kütüphane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kitaplık, Kitap Sarayı, Kitap Evi
- Hünkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Padişah
- Görünmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Başlamak, Benzemek, Gelmek, Göstermek, Gözükmek, Tezahür Etmek, Zahir Olmak, Mevcudiyetini İzhar Etmek
- Fariğ kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rahat
- Vazifesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görevsiz
- Varaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kağıt, Yazılı Kağıt, Varak
- İtişmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekişmek
- Keyfi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Keyfince, Özbaşına
- Alıngan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygulu, Hassas, Nazik Yürekli
- Zulmetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kıymak, Eziyet Etmek, İşkence Etmek
- Yıpranmamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körpe
- Fevkalade kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olağanüstü, Beklenmedik, Görülmedik, İşitilmedik; Aşırı, Çok Fazla
- İşlev kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fonksiyon, Görev, Vazife, İş Görme Yetisi
- Kör Körane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözü Kapalı
- Abartılı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mübalağalı, Mübalağakâr
- Durdurmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bastırmak, Karşılamak, Kesmek
- Güçlenmiş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oturmuş
- Kof kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Boş, Değersiz, İçi Boş, Mazmunsuz, Bilgisiz, Yetkisiz, Güçsüz, Dermansız
- Sayıklama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hezeyan
- Şetim kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sövme, Sövgü
- Dözüm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hoşgörü, Tahammül, Tolerans
- Sedatif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yatıştırıcı
- Terzilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dikmenlik
- Otalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zehirlemek
- Cöke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ihlamur
- Halk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaratmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü