Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Zorunlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecburi, Çaresiz, Mecbur, Zaruri
- Yapı Taşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esas, Temel
- Meclis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamutay, Divan, İclas, Toplantı, Yığıncak
- Ekolojik Ortam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevre
- Çifte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İkil, İkili, İkiz, Tekme
- Yazıt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kitabe, Hatıra
- Dragon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ejderha, Büyük Yılan
- Yalvarmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakarmak
- Olanaksızlaştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İmkânsızlaştırmak
- Bohem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Önemsemez, Aldırışsız, Tasasız, Derbeder
- Meccanen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bedava, Parasız
- Eşik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Astana, Başlangıç
- Sık Sık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Az Aralıkla, Sık Olarak, Sıkça, Tez Tez
- Yüz Kiri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz Karası
- Şirpençe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karaçıban
- Tedarik Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulmak, Sağlamak, Temin Etmek
- Filolog kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilbilimci
- İmansızlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnançsızlık, Acımasızlık
- Salt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tek, Sırf, Yalnız, Arı, Mutlak, Yalnızca, Saltık
- Eflak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gökler
- Yarım Yamalak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelişigüzel, Eksik, Elüstü, Fevrî, Tez, Üstünkörü
- Bayındır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mamur, Bakımlı, İmar Edilmiş, Abat
- Lengitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savsaklamak
- Arızi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelip Geçici, Eğreti, Dıştan Gelen, Sonradan Olan
- İtinasız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özensiz, Gelişigüzel, İhmalkâr, Vurdum Duymaz
- Eylemsi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fiilimsi
- Kıyık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çuvaldız
- Sayrı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hasta
- Seyretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bakmak, Eğlenmek, Görmek, İzlemek
- Hayret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşkınlık, Şaşma, Aşakalma, Şaşıntı
- Nalça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nal
- Düzeltmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Onarmak, Toplamak, Yapmak
- Akıcı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akışkan, Sıvı, Akar, Kıvrak
- Vasiyetname kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vasiyet
- Ezgi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gidiş, Haz, Melodi, Nağme, Sıkıntı, Şarkı, Tarz, Tempo, Terane, Üzüntü, Yol, Lahin
- Zarif kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Nazik, İnce, Hoş, Albenili
- Nimbus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kara Bulut
- Emel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arzu, İstek, Amaç, Gaye, Erek, Maksat
- Çodar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Celep
- Sokulgan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Girişken, Sevimli
- Hami kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözeten, Koruyan, Koruyucu, Kayıran, Kayırıcı, Velinimet
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü