Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Tuğla kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kerpiç
- Tasfiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arıtma, Temizleme, Ayıklama, Özleştirme
- Merkez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Orta, Tarz, Biçim, Özek, İçre, Ortalık, Göbek, Mihrak, Odak
- Cennet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aden, Uçmak, Behişt, Uçmağ
- Dağıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üleştirmek, Bölmek, Tevzi Etmek, Pay etmek, Parçalamak, Feshetmek, Bozmak, Gidermek, İletmek, Lağvetmek, Neşretmek, Savurmak, Talan Etmek
- Sosyalizm kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumculuk
- İstemeyerek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gönülsüz, Zoraki, Zorla
- Astragan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karagül
- Lüzumlu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerek, Gerekli, Lazım
- Müstehase kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fosil
- Tecrübesiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneyimsiz, Toy
- Parlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Feveran
- Gafil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aymaz, Dikkatsiz, İhtiyatsız, Dalgın
- Serap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yalgın, Hayal, Ilgım, Pusarık
- İptal Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozmak
- Konsept kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düzen, Görüş, Kavram, Tarz
- Elbise kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Giysi, Kıyafet, Esvap, Libas, Urba, Giyecek, Giyim, Paltar
- Tıpkı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aynı, Tam, Tamamıyla, Tıpatıp, Özdeş, Ayrımsız, Tam Benzeri
- Emekli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tekaüt, Zor, Mütekait
- Düşün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fikir
- Encümen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kurul, Komisyon, Yarkurul, Komite
- Sebebiyle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz
- Zararsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dokuncasız, Ziyansız
- Müstaceliyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İvedilik
- Endirekt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaylı
- Öksemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstemek, Özlemek
- Bir Nebzecik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küçücük
- Tekebbürlenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Böbürlenmek
- Cırtlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çığıltılı
- Başkaldırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ayaklanmak, İsyan Etmek, Kabarmak, Kıyam Etmek
- Lazıme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerekçe
- Türbülans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Burgaç
- Hayâsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Utanmaz, Arlanmaz, Yüzsüz
- Yola Gitmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuşmak
- Araklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşırmak, Çalmak
- Adi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayağı, Aşağılık, Kalitesiz, Niteliksiz, Sıradan, Değersiz, Kötü, Olağan, Alçak, Aşağı, Süfli, Ucuz, Yoz
- Müşteri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alıcı, Alımcı, Haridar, Satın Alan
- Telef kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozulma, Harap Olma, Yok Etme, Yitirme
- Vokabüler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sözdağarcığı
- Hiddetlendirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öfkelendirmek, Kızdırmak
- Çözümlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahlil Etmek, Analiz Etmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü