Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Seferi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yolcu
- Firar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kaçma, Kaçış, Kurtulma
- Garaz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Amaç, Hedef, Kin, Maksat, Düşmanlık, Garez, Öcük
- Cumhur Cemaat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cümbür Cemaat
- Gagalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Hırpalamak
- İcap kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gerek, Lüzum, Zaruret, Gereklik, İster
- Dolambaç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Başlık
- Esas Kanun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anayasa
- Yazın kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Edebiyat
- Kestane kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şabalıt
- Oymak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşiret, Deşmek, Kazmak, Tayfa, Yemek, Kabile, Hakketmek
- Yol Azığı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yolluk
- Alil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hastalıklı, Sakat
- İstirahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dinlenmek, Tatil, Rahat Etme
- Kinematik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Devinimbilim
- Başlangıçta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkin, Önceden
- Varda kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savul, Kezik, Dikkat, Destur
- Kitaplık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kütüphane
- He kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evet
- Ünlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Meşhur, Şöhretli, Bilinen, Namlı, Namdar, Şanlı, Anlı Şanlı, Sait, Sesli, Tanınmış, Vokal
- Ruzi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rızık
- Büzdürmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büzmek
- Dayanma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Direnç, Direniş, İstinat, Metanet, Mukavemet
- Yapışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarılmak, Sataşmak, Tutmak, Musallat Olmak
- Raks Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oynamak
- Vurgu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksan
- Ulaşım kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alaka, Rabıta, Temas, Aktarma, Münakale, Gidiş Geliş
- Pestenkerani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saçma, Değersiz, Önemsiz
- Rivayet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Söylenti
- Lokal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerel, Sınırlı Bölge, Mahalli, Mevzii, Dernek Evi, Gece Kulübü
- Koklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kokmak
- Yükümlü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mükellef, Borçlu, Memur, Mükellefiyetli
- Yeğlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Islah Etmek; Tercih Etmek
- Ani kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birden, Kıpıl, Apansız, Birdenbire, Ansızın, Bir Anda
- Bozmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakatlamak, Kırmak, Kötüleştirmek, Bozukluk Yapmak, Ufak Hâle Getirmek, Feshetmek, Hasat Toplamak, Becermek, Bırakmak, Bozdurmak, Haklamak, Yenmek, Yıkmak
- Kayarto kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melun
- Uzuv kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aza, Organ, Unsur, Üye
- Cefakâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cefa Eden, Cefa Çeken
- Tekevli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Monogam
- Okuryazar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Okumuş, Bilgili, Aydın, Alim
- Mecburi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorunlu
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü