Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Sebze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zerzevat, Yeşillik, Göveri
- Soruşturmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak
- Müzmin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Süreğen, Kronik
- Konuşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Diyalog, Söyleşmek, Danışmak, Sohbet Etmek, Söz Söylemek, Söz Etmek, Bahsetmek
- Yapan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fail
- İstihsal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkarma, Elde Etme; Üretim
- Gözlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Araştırmak, Beklemek, Gözetlemek, İncelemek, İzlemek, Kollamak, Korumak, Müşahede Etmek, Tarassut Etmek, İntizar Etmek
- Seyrüsefer kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gidişgeliş, Katnav, Trafik
- Tutsaklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esaret
- Balans kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Denge, Muvazene
- Çizmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çizik Çekmek, Hat Çekmek, Yemek
- Fen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgi, Bilim, Hile
- Mütedeyyin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dindar, Dinselci
- Can kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşama, Ruh, Birey, Emanet, Gönül, Güç, Hayat, Kişi, Sevimli
- Zıngırağı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıngırak
- Ruam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakağı
- Adaptasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyarlama, Uyma
- İltica kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sığınma
- Evsiz Barksız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Avare, Başıboş
- Bir Defa kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hele
- Telekinezi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uzdevim
- Tasvirci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Betimci
- Andıç kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhtıra, Ajanda
- Çıra kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Lamba
- Kurbağa Adam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalgıç
- Bekri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sarhoş, Ayyaş
- Tecrübe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deneme, Deney, Deneyim, Sınama, Görgü
- İmtina kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekince, Sakınca, Kaçınma, Feragat, Çekinme
- Batış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gurup
- Canip kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yan, Yön, Taraf, Cihet
- Mukaddesat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kutsallıklar
- Ceman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hepsi Birden, Toplu Olarak
- Vürut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gelme
- İhale kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Üsterme
- Dinlenme Kampı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kamp
- Eğiklik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğim, Yamukluk, Meyil
- Dumanlı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sisli, Bulanık, Puslu, Sarhoş
- İstek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arzu, Dilek, Emir, Gönül, Heves, İrade, Kasıt, Keyif, Meram, Murat, Rağbet, Rıza, Sevda, Şevk, Talep, Eğilim
- Riyaziye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşlembilim
- Bağboğan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Küsküt
- Görüşmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yarenlik Etmek, Sohbet Etmek; Ahbaplık Etmek; Müzakere Etmek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü