Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Müspet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olumlu, Yararlı, Pozitif, Tanıtlanmış, Tanıtlı, Artı
- Evvelce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiden, Önce, Önceden
- Nasbetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Atamak
- Brüt kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kesintisiz Para; Darası Çıkarılmadan Tartılan
- Harabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yıkıntı, Ören Yeri, Örenlik, Enkaz, Kalıntı
- Karanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çirkin, Karışık, Sıkıntı, Üzüntü, Zifiri, Zulmet
- Kavzamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkı Tutmak, Kavramak, Korumak, Muhafaza Etmek, Tanzim Etmek
- Kadirşinas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değerbilir, İyilikçi, İyilikbilir
- Silecek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Paspas
- Hakça kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğrulukla
- Orak Ayı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temmuz
- Ekseriyetle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Genellikle
- Çeneli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çenebaz
- Meslek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çığır, Hayat, İş, Okul, Uğraş, Uğraşı, Ertik, Öğreti
- Pek Az kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ender, Nadir
- Herke kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kova
- Katetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölmek, Kesmek
- Yoksulluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Fakirlik, İhtiyaç, Sefalet, Zaruret
- Ajur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Antika
- Çürük kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozulmuş, Temelsiz, Boş, Dayanıksız, Sakat
- Gümbedek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birdenbire
- Konukçu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kılavuz, Mihmandar
- Üstat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ehil, Usta
- Yol Azığı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yolluk
- İtina kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özen, İhtimam
- Rasyonal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Us, Ussal
- Niza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çekişme, Kavga, Bozuşma
- Röportaj kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Görüşüm, Mülakat, Söyleşi
- Naaş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ceset, Cenaze
- Çetince kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çetin
- Sahur kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Obaştanlık
- Ulama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlama, Ek, İlave, Katkı
- Erken Bahar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkbahar
- Tabiaten kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaradılıştan
- Kont kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derebeyi
- Saçakbulut kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ak Bulut, Sirrus
- Yenilenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Canlanmak
- Muntazır Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Beklemek, Gözlemek
- Haya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erbezi, Taşak
- Daire kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teğre, Çember, Çevre, İdare, Kat, Menzil, Ofis, Değre, Evir, Bölük
- Yüzölçümü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mesahai Sathiye
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü