Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Mübadele kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değişme, Değişim, Değiş Tokuş
- Üstün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Faik, Kudretli, Kuvvetli, Seçkin, Üst Gelen, Yenen, Kazanan, Daha Elverişli
- Addetmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saymak, Öyle Saymak, Öyle Kabul Etmek
- Terfi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yükselme
- İhvan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakın Dostlar, Arkadaşlar, Eş Dost
- Mecburiyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yükümlülük, Zorunluluk, Gereklik, Zor
- Cop kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değnek
- Yetirmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İdare Etmek, Tamamlamak
- Can Atmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstemek, Arzulamak
- Kazma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Külünk
- Vurunmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Koymak
- Betimlemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tasvir Etmek
- Geri Dönmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kayıtmak
- Dekont kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hesap Dökümü
- Giderilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çıkmak
- Bitiren kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tüketici
- Veciz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Özlü, Aydın, Kıssa
- Hemfikir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kafadar, Aynı Düşüncede, Aynı Görüşte, Oydaş
- Yârenlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arkadaşlık, Muhabbet, Sohbet, Söyleşi, Dostluk, Şakalaşma, Şaka
- Taraftarlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yandaşlık, İntisap
- Tababet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sağaltmanlık, Hekimlik, Tıp
- Zorunluluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mecburiyet, Zorunluk, Zorunlu Olma, Mecburluk, Mecburilik, Zaruret, Iztırar, Zarurilik
- İşlem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ameliyat, İş, Muamele
- Tallahi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vallahi
- Ateh kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bunama, Bunaklık
- Tabi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağımlı, Bağlı; Doğal, Saf, Katıksız; Elbette, Pek Açıktır Ki, Kuşkusuz
- Mağara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oyuntu, İn, Kovuk
- Karakabak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Somurtkan
- Taze kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Körpe, Dinç, Yaş, Yeni, Yorulmamış
- Karışılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müdahale Edilmek
- Ön Bilgi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mebadi
- Düşmanlık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yağılık, Adavet, Husumet
- Sevinme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Memnuniyet
- Savlak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İddia
- Fingir Fingir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oynak
- Arıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Temizlemek, Arılaştırmak, Paklamak, Tasfiye Etmek
- Molas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kumtaşı
- Garez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hınç, Kin, Düşmanlık
- Mazarrat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zarar
- Necdet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiğitlik
- Üretmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oluşturmak, Yaratmak, Meydana Getirmek, Öndürmek, Çıkarmak, Yapmak
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü