Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Grafik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çizge
- Ayık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyanık
- Şenelmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyümek, Keyiflenmek, Serpilmek Yurt Haline Gelmek, Meskun Olmak
- Mücbir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Zorlayıcı
- Olumsuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aksi, İnkâr, Menfi
- Had kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Derece, Kota, Sınır, Terim, Uç
- Büsbütün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tamamen, Tamamıyla, İyiden İyiye, Sırf, Temelli, Hiç Eksiksiz Olarak, İyice
- Unvan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Adres, San, Başlık
- Bağlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sevmek, Alışmak, İlişmek, Tapmak
- Dalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cummak, Uyuklamak, Uyumak
- Limonluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merdiven
- Filinta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzel, Yakışıklı
- Tutkun kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağlanmış, Bağlı, Düşkün, Hasta, Mecbur, Meftun, Yangın
- Sosyalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Toplumcu
- Talepkâr kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İstemci
- Doğu Bilimci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Müsteşrik
- Bar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pas
- Arınak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yunak, Hamam
- Serüven kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Macera, Sergüzeşt
- Paramparça Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kırılmak
- Temin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnanç Verme; Sağlama, Gerçekleştirme, Elde Etme
- Durmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İşlemek, Hareketsiz Kalmak, Beklemek, Dayanmak, Dinmek, Eğlenmek, Kalmak, Kesilmek, Yaşamak, Yüzmek
- Ardiye kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yığımlık, Antrepo, Depo
- Temkinsiz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sakınımsız
- Görüntülemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaratmak
- Tükenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bitmek, Erimek, Geçmek, Sönmek, Hiç Kalmamak, Sona Ermek
- Seğirtmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çabuk veya Sıçrayarak Yürümek, Koşarak Gitmek
- Şarkiyatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğubilimci
- Tarazlaştırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dengelemek
- Gayrilegal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İllegal
- Triko kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örgü
- Arız Olmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşmak, İlişmek
- Karakol kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kol, Devriye
- Bedhah kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kötücül, Kötülük İsteyen, Kötü Yürekli
- Silgi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bozan, Havlu, Öçürge
- Soğutkan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Soğutucu
- Serdabe kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanduka
- Çoban Yıldızı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çolpan
- Söyleniş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Telaffuz
- Sözdizimi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sentaks
- Konveks kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dışbükey
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü