Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Gevezelik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çene
- Kriptoloji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gizyazıbilim
- Yaraşmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yakışmak, Gitmek, Uymak
- Cırnaklamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tırmalamak
- Sunulan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Maruz
- Tercüme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çevirme, Çeviri
- Varoş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Palanka, Sur Dışı
- Kavrulmuş kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kebap
- Pek Çok kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gayet, Çok Fazla
- Dil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anahtar, Gönül, Lisan, Yürek
- Teras kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taraça, Artırma, Seki, Dam
- Numara kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rakam, Ölçü, Sayıt, Oyun, Hile, Düzen, Dalavere, Yalan, Sayı, Not
- Nazariyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kuramcı
- Çekelez kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sincap
- Tesadüfî kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rastlantısal
- Ucube kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acayip, Hilkat, Hilkat Garibesi
- Neccar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Doğramacı
- Kara Elmas kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karbonado, Maden Kömürü
- İkmal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bütünleme, Tümleme, Bitirme, Tamamlama
- Uyuz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gicişme, Kaşınma, Kotur
- Tasarruf Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Artırmak, Tutmak
- Hasır Otu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Saz
- Ikınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gücenmek
- Casus kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ajan, Çaşıt
- Taht kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Divan, Sedir
- Nezaret kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gözetme, Gözaltı, Bakanlık, Kontrol, Murakabe, Bakma, Görü, Manzara
- Örümce kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Örümcek
- Tıkışıklık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İzdiham
- Yansıtmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aktarmak, İletmek
- Kargımak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlenmek, Lanet Etmek, Lanetlemek
- Belli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Aşikâr, Muayyen, Belirli, Açık, Sade, Aleni, Malum, Ortada Olan, Bedih, Zahir, Mahsus, Maruf, Vazıh
- Potpuri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Karmaca
- Nifak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geçimsizlik, Anlaşmazlık, Ara Bozuculuk, Ayırga, Ara Açıklığı, Karıştırıcılık, İkiyüzlülük
- Dürülmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Katlanmak, Sarılmak, Toplanmak
- Kadife kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Muhmel
- Doygu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rızık
- Otama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tedavi
- İstida kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dilekçe
- Etene kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Son, Eş, Döl Eşi, Meşime, Plasenta
- Porte kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Değer, Önem
- Zaman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vakit, Süre, Müddet, Devir, Dönem, Mevsim, Çağ, Bugün, Dakika, Devran, Gün, Saat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü