Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Fakirlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksulluk, Zaruret
- İktisatçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ekonomist
- Tuhafiyeci kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çerçici
- Ehlidil kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Rint, Kalender, Gönül Eri
- Vadeli Mevduat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Vadeli Hesap
- Adisyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hesap
- Lokal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yerel, Sınırlı Bölge, Mahalli, Mevzii, Dernek Evi, Gece Kulübü
- Natamam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eksik
- Öfkelenmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alevlenmek, Asabileşmek, Gayzlanmak, Gazaplanmak, Hiddetlenmek, Kızmak, Kudurmak, Sinirlenmek
- Uzman kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mütehassıs, Bilirkişi, Kompetan, Eksper, Mahir
- Fırıldak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolap, Düzen, Fırfıra, Fırlangıç, Foya, Hile
- Yazıksız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Günahsız, Masum
- Mısdak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölçüt
- Varaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kağıt, Yazılı Kağıt, Varak
- İzahat kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Açıklama
- Çekingen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ürkek, Utangaç, İçine Kapanık, Pasif, Tor, Sıkılgan, Muhteriz
- Sessizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sükûnet, Sükût
- İthalatçılık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dış alımcılık
- Kasvet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı, Gam, Hüzün, Keder
- Ortasıklet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ortaağırlık
- Kundak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dipçik, Fesat, Fitne
- Vicdan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İçsel Güç, Bulunç
- Dalkavukluk Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaltaklanmak
- El Âlem kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Herkes, El Gün, Yabancılar
- Ucube kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Acayip, Hilkat, Hilkat Garibesi
- Hasis kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bayağı, Cimri, Değersiz, Eli Sıkı, Pinti, Alçak
- Sadme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çarpışma, Sarsıntı, Tokuşma, Vurma
- Çoğaltma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Teksir
- Parlama kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Feveran
- Sakız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çiklet, Ak Reçine
- Kırılmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alınmak, Azalmak, Darılmak, Gücenmek, İçerlemek, İncimek, İncinmek, Sınmak, Yatışmak
- Şakrak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şen, Sevinçli, Keyifli, Gevrek
- Hava Gazı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Metan Gazı
- Elleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İyi
- Silahşor kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Savaşçı, Silah Eri
- Yağsız kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İnce, Zayıf
- Şehamet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yiğitlik
- Kompüter kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bilgisayar
- Mevkuf kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tutuklu
- Kaşındırmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Isırmak, Yemek
- Lanet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ters, Kötü, Kargış, Beddua, Kargıma, Berbat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü