Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Bir Vakitler kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eskiden, Vaktiyle
- Merkeziyet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Merkezcilik, Özeklik, Merkeziyetçilik
- Sterilizasyon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Arıtma
- Sonsuzluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ebediyet
- Şaşırtan kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşırtıcı
- Katlanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tahammül Etmek, Dayanmak, Çekmek, Dözmek, Götürmek, Hazmetmek, Kaldırmak, Taşımak, Yutmak
- Mahfilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mahremiyet
- Layık Bilmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tenezzül Etmek
- Hatar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Risk
- Santimantalist kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Duygusalcı
- Tartışmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mübahase Etmek, Münakaşa Etmek
- Öğle Vakti kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öğle, Zeval Vakti, Öğleyin, Öğlende, Gün Ortası, Nısfınnehar, Günorta Çağı
- Azma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Melez
- Sırtçı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hamal
- Müteessir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Etkilenmiş, Üzülmüş, Üzüntülü, Etkilenen, Yerinmiş, Acımış
- Başüstüne kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oldu
- Serserilik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Haytalık
- Mat Kalmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşalamak
- Gökyüzü kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gök, Hava, Sema
- Soğukluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dargınlık, Meşrubat, Soğuk, İlgisizlik, Antipati
- Bilmeden kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ezbere, Kazara, Yanlışlıkla
- Etki kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bulaşık, El, Hasiyet, Hüküm, Tesir, Yardım
- Öğün kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Defa, Kez
- Gagalamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Azarlamak, Hırpalamak
- Haya kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Erbezi, Taşak
- Nicel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kemi
- Dümdüz kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Basit, Sade
- Vecih kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yüz, Çehre; Yol, Tarz
- Kebir kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyük, Ulu, Yaşlı
- Pişeğen kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pişkin
- Değişken kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Oynak, Kararsız, Değişici, Mütehavvil
- Adaletsizlik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Mağduriyet
- Ole kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yaşa
- Elçi kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Büyükelçi, Delege, Dünür, Görücü, Peygamber, Sefir, Yalvaç, Resul
- Ala Bezek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Alaca
- Kanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Korteks kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kabuk
- Olgunlaşmamış kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Gök, Olmamış, Tor
- Peyderpey kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dalbadal
- Kulüp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Pakt
- Ada kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cezire, Aral, Simek
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü