Eş-Yakın Anlamlı, Anlamdaş Kelimeler Sözlüğü
-
Ağız Kavgası kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışma
- Sanaatkar kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sanatçı
- Tırıl kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Parasız, Züğürt
- Başlangıçta kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İlkin, Önceden
- Boğuntu kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sıkıntı, Vurgunculuk, İntikar, Solunum Zorluğu
- Havza kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bölge, Mıntıka, Tekne
- Bollanmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Çoğalmak, Artmak, Fazlalaşmak
- Kinayeli kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dolaylı, Çelteşik
- Hemşehri kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Memleketli, İldeş, Bölgedeş
- Taaccüp kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Şaşma
- Gramofon kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Sesyazar, Fonograf
- Mürgülemek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Uyuklamak
- Eli Açık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Cömert, Bonkör
- Yâd Etmek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Anmak, Hatırlamak
- Kaygı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dert, Düşünce, Efkâr, Endişe, Gaile, Gam, Merak, Tasa, Üzüntü
- İlkin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Evvela, Önce, Başta
- Akraba kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hısım, Kohum
- Ezcümle kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Kısaca, Başlıca, Belli Başlı Olarak, Esas Olarak; Örnek Olarak
- Softalık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bağnazlık
- Rasyonel kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Akılcı, Akli, Ussal, Hesaplı, Ölçülü
- Kapatma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Metres, Yama
- Kezalik kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öyle, Ol Da Öyle
- Şaşma kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Taaccüp
- Asal kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Esas, Başlıca, Ana, Temel, Esasi
- Eşleme kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Senkronizasyon
- Yaşam kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Hayat, Ömür
- Fukaralık kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Yoksulluk, Güçsüzlük
- Nikbet kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Düşkünlük
- Kanıtlamak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İspat Etmek, İspatlamak
- Çadır kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Deri, Keçe, Çerge, Oba, Otağ
- Dil Dalaşı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Tartışma
- Anlatı kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Öyküleme, Üslup, Hikâye
- Morto kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Ölü
- Vaka kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Olgu, Olay, Hadise
- Engin kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Geniş, Vasi; Açık Deniz
- Pedagoji kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Eğitimbilim
- Tapınmak kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı İbadet Etmek, Çılgınca Sevmek
- İndeks kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Dizin, Gösterge, Liste
- Şahıs kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Birey, Kişi, Zat, Zevat, Kimse
- Bolluk kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Bereket, Yağmur
- Geçek kelimesinin eş-yakın anlamı, anlamdaşı Güzergâh, Hat
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü